Halk müziğinden hoşlanırdım.
- I used to like folk music.
Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
O, okullarda kullanım için bir Japon folklor antolojisi derledi.
- He compiled a Japanese folklore anthology for use in schools.
Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.
- In this paper, I compare the folklores of Germany and Holland.
Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
- My folks used to tell me stories about that.
Size yardım edebilir miyim millet?
- Can I help you folks?
Siz insanlarla çalışmak bir zevkti.
- It was a pleasure working with you folks.
Bu insanlara bazı içecekler alın.
- Get these folks some drinks.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Tom halk müziği ile çok ilgileniyor.
- Tom is very interested in folk music.