He has quite a few friends.
- Onun pek çok arkadaşı var.
Actually, I'm not quite sure.
- Aslında pek emin değilim.
Tom and Mary don't have much in common.
- Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.
Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.
- Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.
That doesn't seem right.
- Bu pek doğru görünmüyor.
That doesn't sound right.
- Bu, kulağa pek hoş gelmiyor.
Most schools are closed today.
- Bugün pek çok okul kapalı.
Most snakes on this island are harmless.
- Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
They have a lot in common.
- Onların pek çok ortak yanı var.
Maruyama Park is a place where a lot of people gather.
- Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.
Tom doesn't have very many friends.
- Tom'un pek çok arkadaşı yok.
I'm not very particular about food.
- Yemek hakkında pek müşgülpesent değilim.
They have a lot in common.
- Onların pek çok ortak yanı var.
The flood caused a lot of damage.
- Sel pek çok zarara neden oldu.
I'm really not much of a cook.
- Ben gerçekten pek aşçı değilim.
There is not much more to say.
- Söylenecek pek fazla şey yok.
The first time, she wasn't very firm with him.
- İlk kez, onunla pek sıkı değildi.