Ama aniden Küçük Venüslü'nün gidip işemeye ihtiyacı var.
- But suddenly, Little Venusian really needs to go and pee.
Çocuğunuz bezine işedi.
- Your child peed in his diaper.
Çişimi yapmam lazım, ama arkadaşların tamamen koridora üşüşüyorlar.
- I have to pee, but your friends are completely crowding the hallway.
Hiç caddede çiş yaptın mı?
- Have you ever peed on the street?
Köpekler istedikleri zaman çiş yaparlar.
- Dogs pee when they want.
Sana bazı tavsiyeler vereyim - rüzgâr yönünde çiş yapmayın!
- Let me give you some advice - don't pee into the wind!
Elektrikli çit üzerine işeme.
- Don't pee on an electric fence.
Doktorum bana bir fincana işememi söyledi ama karıştırdım ve onun kül tablasına işedim.
- My doctor told me to pee in a cup, but I got confused and peed in his ashtray.
Sana bazı tavsiyeler vereyim - rüzgâr yönünde çiş yapmayın!
- Let me give you some advice - don't pee into the wind!
İdrar örneğimi küçük plastik bir bardakta topladım ve onu hemşireye verdim.
- I collected my urine sample in a small, plastic cup and gave it to the nurse.
Bir diyabetik kanında ve idrarında çok fazla şekere sahiptir.
- A diabetic has too much sugar in his blood and in his urine.
Mind your pees and cues.
It's peeing with rain.
I can't afford that — I'm one pee short.
Anyway, back to the red light point – it's knackering cycling around, and if one thing pees me off it's getting some good momentum up and then having to stop at a pedestrian crossing because someone's pressed the button then crossed anyway.