The plan has been agreed to in advance.
- Plan peşinen kabul edildi.
You may as well say it to him in advance.
- Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.
We have to pay in advance.
- Peşin olarak ödemek zorundayız.
He borrowed the money in advance.
- O peşin olarak ödünç para aldı.
Do you want me to pay in advance?
- Peşin ödememi ister misiniz?
Pay your rent in advance.
- Kiranı peşin ödemelisin.
You have to pay in advance.
- Peşin ödemek zorundasın.
They have to pay in advance.
- Onlar peşin ödemek zorunda.
You had better ask him in advance how much it will cost.
- Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
You must pay in advance.
- Peşin ödemek zorundasın.