Tom, Mary and John shared the cost of the party.
- Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
She shared her piece of cake with me.
- O, kek parçasını benimle paylaştı.
We're sharing your work.
- Biz işini paylaşıyoruz.
Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
- Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
The children shared a pizza after school.
- Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.