Oops! Sorry the castle exploded. I was using my magic fireworks. Be more careful next time, Link.
- Ayy! Kaleyi patlattığım için üzgünüm. Sihirli havai fişeklerimi kullanıyordum. Bir dahakine daha temkinli ol, Link.
The aim of this game is to explode all the bombs on the screen.
- Bu oyunun amacı ekrandaki bütün bombaları patlatmaktır.
The police caught the suicide bomber before he could detonate his bomb.
- Polis, intihar bombacısını bombasını patlatmadan önce yakaladı.
We're going to detonate the bomb in a few moments.
- Birkaç dakika içinde bombayı patlatacağız.
The objective of Minesweeper is to clear the minefield without detonating the mines.
- Mayın tarayıcının amacı, mayınları patlatmadan mayın tarlasını temizlemektir.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
The time-bomb exploded with a loud noise.
- Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.
I'd explain it to you, but your brain would explode.
- Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
A mighty cheer burst from the crowd.
- Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country.
- 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
The volcanic eruption threatened the village.
- Volkanik patlama köyü tehdit etti.
Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded.
- Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.
It exploded with a loud noise.
- O, bir gürültü ile patladı.