patlamış

listen to the pronunciation of patlamış
Turkish - English
exploded

How could it have exploded? - Nasıl patlamış olabilir?

erupted
burst

Our water pipes burst. - Bizim su boruları patlamış.

patlamış mısır
popcorn

I bought myself this superfast popcorn machine as a Christmas present. - Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

Have you ever eaten chocolate-covered popcorn? - Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?

patla
explode

I'd explain it to you, but your brain would explode. - Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.

The time-bomb exploded with a loud noise. - Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.

patla
{f} bursting

The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting. - Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.

patla
{f} exploding

They could hear the sounds of shots and exploding shells. - Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.

patla
{f} burst

They all burst out laughing. - Onların hepsi gülmekten patladılar.

The water pipes froze and then burst. - Su boruları dondu ve sonra patladı.

patla
fulminate
patla
{f} erupting
patla
erupt

The volcanic eruption threatened the village. - Volkanik patlama köyü tehdit etti.

Famine followed upon the eruption of the volcano. - Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.

patla
{f} exploded

The bomb exploded with a blinding flash. - Bomba kör edici bir parlamayla patladı.

The time bomb exploded with a loud noise. - Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.

ödü patlamış
aghast
patlamış
Favorites