Tom sabırla Mary'nin gelmesini bekledi.
- Tom waited patiently for Mary to arrive.
Öfkesine rağmen, sabırla beni dinledi.
- In spite of his anger, he listened to me patiently.
Sabırlı olmak zorundasın.
- You have to be patient.
Sabırlı olduğu için onu seviyorum.
- I love her because she is patient.
Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.
- Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
The subject of a passive verb is usually a patient.
... patiently by physicists. ...