Çocuklarım erken kalkmak için acınacak halde samimi çabalar gösterirler.
- My children make pathetically sincere efforts to get up early.
Fransızcam acınacak hâlde.
- My French is pathetic.
Ne dokunaklı bir hikaye!
- What a pathetic story!
Onun sürüşü acıklıydı.
- His driving was pathetic.
Tom acıklı, değil mi?
- Tom is pathetic, isn't he?
Otobüsteki şu zavallı turistlere bak.
- Look at those pathetic tourists on the bus.
Zavallı bir beceriksizsin.
- You're a pathetic loser.
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
Birçok şey kibirli bir aptaldan daha hazin değil.
- Not many things are more pathetic than an arrogant fool.
Gerçekten ümitsizsin.
- You really are pathetic.
Çocuklarım erken kalkmak için acınacak halde samimi çabalar gösterirler.
- My children make pathetically sincere efforts to get up early.
You're almost 26 years old and you still can't hold a real job? That's pathetic.
The old man’s pathetic pleas for forgiveness stirred the young man’s heart.