Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.
- Fadil felt like he was betrayed.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
Biz ona bir kahraman dedik ama o bize ihanet etti.
- We called him a hero, but he betrayed us.
Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
- Tom betrayed Mary's trust.