past participle of burn

listen to the pronunciation of past participle of burn
English - Turkish

Definition of past participle of burn in English Turkish dictionary

burned
yakılmış

Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı. - The homes of hundreds of families were burned.

burnt
yanık

Bu kahvenin tadı yanık. - This coffee tastes burnt.

Onun sağ elinde yanık var. - She got burnt in the right hand.

burned
yanmış

Yanmış parmağı akan suda soğut. - Cool the burned finger in running water.

Yol boyunca bazı yanmış yapılar vardı. - There were some burned-out structures along the road.

burned
yanık
burned
(Askeri) AÇIĞA VURMA: Gizli bir ajanın operasyonda ifşa olduğunu (özellikle gözetlemede) veya bilgi kaynağı olarak güvenirliğinin ihlal edildiğini göstermek için kullanılır
burned
açığa vurma
burned
göynük
burnt
yakılmış
burnt
yanmış

Sosisler şimdi yanmış olmalı! - The sausages must be burnt by now!

Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez. - None of the computers can continue to run with a burnt card.

burned
yan

Ateş parlak bir şekilde yandı. - The fire burned up brightly.

Her iki bina da yandı. - Both buildings burned down.

burnt
burnt offering tanrılara kurban edilmek üzere yakılan hayvan
burnt
burnt umber kırmızıya çalan kahverengi boya
burnt
{f} s_h.yak+e.yan: adj.yanık,yanmış
burnt
{s} kavrulmuş
burnt
f., bak. burn. s. yanık, yanmış
burnt
(sıfat) kavrulmuş
burnt
burnt orange kırmızımsı sarı renk
English - English
burned
burnt
past participle of
awoken
past participle of
unfastened
past participle of
unblocked