Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
- He spent all the money that his friend had lent him.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilginç.
- The magazine which you lent me is very interesting.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
bir şeyi ödünç vermek.