Tom okçulukla çok ilgili olduğunu söyledi.
- Tom said that he was very interested in archery.
O, ilgili görünmüyordu.
- She didn't seem interested.
Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
- I'm always interested in reading his column.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?