Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Mary kontrollü bir eşti.
- Mary was a controlled wife.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom her şeyi kontrol etti.
- Tom controlled everything.