past of acquaint

listen to the pronunciation of past of acquaint
English - Turkish

Definition of past of acquaint in English Turkish dictionary

acquainted
haberdar
acquainted
haberdar olma
acquainted
haberdar etti
acquainted
{s} tanışık

İkinizin tanışık olmasına inanmıyorum. - I don't believe you two are acquainted.

Kendi ülkenin tarihi ile tanışık olmalısın. - You should get acquainted with the history of your own country.

acquainted
haberdar et
acquainted
{s} tanışmış

Hayır, onu tanımıyorum. Tabii ki, ben onun kim olduğunu biliyorum, ama ben şahsen onunla tanışmış değilim. - No, I don't know him. Of course, I know who he is, but I'm not personally acquainted with him.

Onunla tanışmış olmak büyük bir onur. - It is a great honor to become acquainted with her.

English - English
acquainted
past of acquaint

    Hyphenation

    past of ac·quaint

    Turkish pronunciation

    päst ıv ıkweynt

    Pronunciation

    /ˈpast əv əˈkwānt/ /ˈpæst əv əˈkweɪnt/
Favorites