Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur.
- Most people are very passionate about something.
Onun pasta tutkusu var.
- She has a passion for cake.
Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
- We defy our foes, for our passion makes us strong!
Politika konusunda daima çok hırslı oldum.
- I have always been very passionate about politics.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Erkekler ve kadınlar arasında arkadaşlık olamaz. Tutku, düşmanlık, aşk, aşırı sevgi olabilir ama dostluk asla.
- Between men and women there is no friendship possible. There is passion, enmity, worship, love, but no friendship.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.
- I have no special talents. I am only passionately curious.
Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
- Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
… to obtain the knowledge of some passion of the circle.
It started as a hobby, but now my motorbike collection has become my passion.
... So in my life I've had two great passions. First is to help complete Einstein's dream ...
... but charities are one of my biggest passions. ...