Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
O, sınavı geçmiş olamaz.
- He can not have passed the exam.
Kendimden geçmiş olmalıyım.
- I must've passed out.
Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.
- His brother passed away last month.
Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.
- The leaves turned red as the days passed.
Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
- Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?
Sınavı geçmek için şanslıydı.
- She was fortunate to pass the exam.
Bu yasayı geçirmek zorundayız.
- We have to pass this legislation.
Vakit geçirmek için ne yaparsın?
- What do you do to pass the time?
Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.
- There is a secret passageway in my mind leading to my childhood.
Binanın içinde gizli bir geçit bulduk.
- We found a secret passage into the building.
Tom bir VIP geçiş aldı.
- Tom bought a VIP pass.
Bütün ev oyunları için sezonluk geçiş aldım.
- I got a season's pass to all the home games.
Adamların geçmesine izin vermek için kenara çekildim.
- I stepped aside to let the men pass.
Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.
- He pulled aside to let a truck pass.
Mülteciyi bir mağaraya götürdük ve fırtınanın geçmesini bekledik.
- We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
- Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Tom ilk girişinde sürücü sınavını geçti.
- Tom passed his driving test on his first attempt.
Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
- This ship is too big to pass through the canal.
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.
- Fadil was making an effort to share Layla's passions.
Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
Bu parçayı okuyup Japonca'ya çevir.
- Read this passage and translate it into Japanese.
Paragraf başka hiçbir yoruma izin vermiyor.
- The passage admits of no other interpretation.
Öğretmen sınıfa İncil'den bir pasaj okudu.
- The teacher read a passage from the Bible to the class.
Sayfa 22 deki pasajı okuyun.
- Read the passage on page 22, please.
Biraz yiyecek alalım. Sen ölmek üzereymiş gibi görünüyorsun.
- Let's get some food. You look like you're about to pass out.
Ölürsem, yatağında huzur içinde ölen büyük babam gibi ölmek isterim. Arabasındaki tüm yolcular gibi çığlık atarak değil.
- When I die, I want to die like my grandfather who died peacefully in his sleep. Not screaming like all the passengers in his car.
Pencere yanı mı yoksa koridorda mı bir yer istersiniz?
- Would you like a place by window or by passage?
Arka koltuktaki yolcularının her ikisinin de boyun yaralanması vardı.
- Both of the passengers in the back seat had neck injuries.
İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.
- As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.
O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
- He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
Nasıl o kadar pasif olabilirsin? Neden misilleme yapmıyorsun?
- How can you be so passive? Why don't you retaliate?
Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.
- When you travel abroad, you usually need a passport.
Bire on testi geçebilirsin.
- Ten to one you can pass the test.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the exam.
Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
- He passed the law examination and set up a law office.
Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
- They were rescued by a passing ship.
Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
Tom'un sınavı geçmesi mümkün değildi.
- Tom wasn't able to pass the examination.
Onun geçmesi için kenara çekildim.
- I stepped aside for him to pass.
O yirmi olarak kabul edildi.
- She could pass for twenty.
Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.
- Linda is sixteen, but had no trouble passing for twenty.
Tom'un vefat ettiğini sana söylemek benim üzücü görevimdir.
- It is my sad duty to tell you that Tom has passed away.
Şarkı söylemek benim tutkumdur.
- Singing is my passion.
Ölmene izin vermeyeceğiz.
- We won't let you pass away.
Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?
- Would you mind letting me see your passport?
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Geçiş izni olmadan girmene izin veremem.
- I can't let you enter without a pass.
TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
Jones let a passed ball get behind him.
He passed his examination.
He attempted the examination, but did not expect to pass.
The man kicked his friend out of the house after he made a pass at his wife.
Smith was given a pass after Jones' double.
An estate passes by a certain clause in a deed.
Beauty is a charm, but soon the charm will pass. - John Dryden.
To pass commodiously this life. - John Milton.
Anyone want to trade passes?.
As for these silken-coated slaves, I pass not. - Shakespeare.
pass a house.
Matters have been brought to this pass. - Robert South.
The bill passed the senate.
Try not the pass! the old man said. - Henry Wadsworth Longfellow.
Common speech gives him a worthy pass. - Shakespeare.
Iaquinta passes it coolly into the right-hand corner as Paston dives the other way. - , Rob Smyth, 20 June 2010.
The bill passed both houses of Congress.
The senate passed the law.
This passes, Master Ford. - Shakespeare.
And within three dayes twelve knyghtes passed uppon hem; and they founde Sir Palomydes gylty, and Sir Saphir nat gylty, of the lordis deth.
... burdens are going to be passed on to the next generation. And they're going to be paying ...
... WHY CAN'T YOU SAY YOU PASSED GAS LIKE EVERYONE ELSE? ...