pass. of to wear

listen to the pronunciation of pass. of to wear
English - Turkish

Definition of pass. of to wear in English Turkish dictionary

worn
{s} eskimiş
worn
yıpranmış

Onun paltosu yıpranmış. - His overcoat is worn out.

Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım - I will have to get rid of this worn-out carpet.

worn
(İnşaat) aşınmış

Deri ceket dirsekten aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbow.

Deri ceketin dirsekleri aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbows.

worn
{f} giy

Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi. - She has worn the same hat for a month.

Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi. - Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet.

worn
yalama olmak
worn
giyilmiş
worn
yalama
worn
{s} bayat (espri)
worn
f., bak. wear. s
worn
yorgun, yorulmuş
worn
{s} bitap
worn
{s} bitkin

Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü. - Tom worked all day and was completely worn out.

Tom tamamen bitkindi. - Tom was all worn out.

worn
{s} çok giyilmiş
worn
wear aç/yıprat/taşı/giy
worn
{s} köhne
worn
{s} yorgun

Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum. - I found him worn out, old, and tired.

O, eve vardığında yorgundu. - He was worn out when he got home.

English - English
{a} worn
pass. of to wear
Favorites