pass. of to wear

listen to the pronunciation of pass. of to wear
English - Turkish

Definition of pass. of to wear in English Turkish dictionary

worn
{s} eskimiş
worn
yıpranmış

Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım - I will have to get rid of this worn-out carpet.

Ayakkabılar yıpranmış. - The shoes are worn out.

worn
(İnşaat) aşınmış

Deri ceket dirsekten aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbow.

Deri ceketin dirsekleri aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbows.

worn
{f} giy

Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti. - Tom realized right away that he should have worn a heavier coat.

Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim. - I noticed that she had worn a new hat.

worn
yalama olmak
worn
giyilmiş
worn
yalama
worn
{s} bayat (espri)
worn
f., bak. wear. s
worn
yorgun, yorulmuş
worn
{s} bitap
worn
{s} bitkin

Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın. - You must be worn out after working all day.

Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü. - Tom worked all day and was completely worn out.

worn
{s} çok giyilmiş
worn
wear aç/yıprat/taşı/giy
worn
{s} köhne
worn
{s} yorgun

Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum. - I found him worn out, old, and tired.

O, eve vardığında yorgundu. - He was worn out when he got home.

English - English
{a} worn
pass. of to wear
Favorites