Turkish - English
Definition of pasifik in Turkish English dictionary
- Pacific
The river flows into the Pacific Ocean.
-Nehir Pasifik Okyanusu'na dökülüyor.
The Pacific Ocean is one of the five oceans.
-Pasifik Okyanusu beş okyanustan biridir.
- {s} of the Pacific ocean
- Pacific is used to describe things that are in or that relate to the Pacific Ocean. the tiny Pacific island of Pohnpei. A pacific person, country, or course of action is peaceful or has the aim of bringing about peace. The Liberals were traditionally seen as the more pacific party. belligerent. peaceful and loving or wanting peace (pacifique, from pacificus, from pax; PEACE). adj. Asia Pacific Economic Cooperation Pacific Security Treaty Canadian Pacific Railway Ltd. Central Pacific Railroad Pacific Coast Ranges East Pacific Rise Great Atlantic & Pacific Tea Co. Northern Pacific Railway Co. Pacific Islands Trust Territory of the Pacific Ocean Pacific Railway Acts Pacific War of the Union Pacific Corp. Protocol for the Pacific Settlement of International Disputes
- {i} Pacific Ocean
- The Pacific or the Pacific Ocean is a very large sea to the west of North and South America, and to the east of Asia and Australia. an island in the Pacific
- The Pacific Ocean
- Pasifik Atlantik Donanma Deniz Piyade Kuvveti Komutanı
- (Askeri) Commanding General, Fleet Marine Forces, Pacific
- Pasifik Bölgesi Sahil Güvenlik Komutanı
- (Askeri) Commander, Coast Guard Pacific Area
- Pasifik Deniz Piyade Kuvvetleri
- (Askeri) Marine Corps Forces, Pacific
- Pasifik Filosu Başkomutanı
- (Askeri) Commander in Chief, Pacific Fleet
- Pasifik Hava Kuvvetleri
- (Askeri) Pacific Air Forces
- Pasifik Hava Kuvvetleri Başkomutanı
- (Askeri) Commander in Chief, Pacific Air Forces
- Pasifik Okyanusu
- the Pacific Ocean
- Pasifik okyanusu
- Pacific Ocean
- Pasifik okyanusu
- Pacific
He crossed the Pacific Ocean in a sailboat.
-Bir yelkenliyle Pasifik Okyanusu'nu geçti.
Shizuoka, one of Japan's prefectures, faces the Pacific Ocean.
-Japonya'nın illerinden biri olan Şizuoka, Pasifik Okyanusuna bakar.
- pasifik adalarından kimse
- kanaka
- Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği
- (Hukuk) Asian-Pacific Economic Cooperation (APEC)
- Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Pasifik Komutanlığı
- (Askeri) United States Air Forces, Pacific Command
- Birleşik Devletler Ordusu Pasifik Komutanlığı
- (Askeri) United States Army, Pacific Command
- Birleşik Devletler Pasifik Filosu
- (Askeri) United States Pacific Fleet
- Birleşik Devletler Pasifik Filosu Denizaltı Kuvvetleri Komutanı
- (Askeri) Commander Submarine Force, United States Pacific Fleet
- Birleşik Devletler Pasifik Komutanlığı
- (Askeri) United States Pacific Command
- Birleşik Devletler Pasifik Komutanlığı Başkomutanı
- (Askeri) Commander in Chief, United States Pacific Command
- Birleşik Devletler Pasifik Komutanlığı Özel Harekat Komutanlığı Komutanı
- (Askeri) Commander Special Operations Command, United States Pacific Command
- Birleşik Devletler Pasifik Komutanlığı Özel Harekat Unsuru
- (Askeri) Special Operations Component, United States Pacific Command
- Deniz Kuvvetleri Pasifik Meteoroloji Ve Oşinografi Merkezi
- (Askeri) Naval Pacific Meteorology and Oceanography Center
- amerika'da pasifik kıyıları
- Far West
- doğu Pasifik Bölgesi
- (Askeri) eastern Pacific Ocean
- kuzey pasifik adası
- kodiak
- kuzey pasifik akıntısı
- (Coğrafya) north pacific current
- kuzey pasifik antisiklonu
- (Askeri) north pacific anticyclone
- kuzey pasifik yükseği
- (Meteoroloji) north pasific high
- müşterek istihbarat merkezi, pasifik
- (Askeri) Joint Intelligence Center, Pacific
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pasifik in Turkish Turkish dictionary
- Bir okyanus çukuruyla sınırlı, dengesiz ve depremle ilgili kıta kenarı
- Büyük Okyanus