particular; peculiar; different from others; extraordinary; uncommon

listen to the pronunciation of particular; peculiar; different from others; extraordinary; uncommon
English - Turkish

Definition of particular; peculiar; different from others; extraordinary; uncommon in English Turkish dictionary

special
{s} özel

Özel lezzet neye benziyor? - What does the special taste like?

Amerika'ya gitmek için özel bir nedenin var mı? - Do you have any special reason why you want to go to America?

special
sayılı
special
bilhassa
special
ek
special
sıradan olmayan
special
special delivery ekspres mektup
special
special agent özel ajan special case özel durum
special
{s} has

Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var. - There are few specialists in the world who can treat this disease.

Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara. - If your illness becomes worse, call in a specialist.

special
{s} özel, normal olmayan
special
özellik

Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir. - It is important to pay special attention to your love life.

special
{i} özel yayın
special
{i} (fiyatta) özel bir indirim
special
{i} lokantada
special
{i} özel baskı
special
{s} özellikli
special
özel ulak
special
herhangi özel bir şey
special
{i} özel sayı
special
{s} olağanüstü

Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor. - I have to go to a special meeting.

special
{i} özel tren
English - English
special
particular; peculiar; different from others; extraordinary; uncommon

    Hyphenation

    particular; peculiar; dif·fer·ent from others; extraordinary; un·com·mon

    Pronunciation

Favorites