parted; disunited; distributed

listen to the pronunciation of parted; disunited; distributed
English - Turkish

Definition of parted; disunited; distributed in English Turkish dictionary

divided
{s} bölünmüş

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş. - The playground is divided into three areas by white lines.

Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz. - A house divided against itself cannot stand.

divided
{s} ayrılmış

Kent, on idari bölgeye ayrılmıştır. - The city is divided into ten administrative districts.

Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır. - This book is divided into four parts.

divided
bölünmek
divided
{f} böl

Annem pastayı üç parçaya böldü. - Mother divided the cake into three parts.

Tom pastayı üç eşit parçaya böldü. - Tom divided the pie into three equal parts.

divided
{s} ayrı

Sınıf dört gruba ayrıldı. - The class was divided into four groups.

Sınav iki bölüme ayrıldı. - The exam was divided into two parts.

divided
{s} farklı

Filler üç farklı türe ayrılır. - Elephants are divided into three different species.

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır. - African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.

English - English
divided
parted; disunited; distributed
Favorites