O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.
- Parla come se fosse un esperto.
Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun?
- Chi sei tu per parlarmi in questo modo?
The stars shone in the sky.
- Yıldızlar gökyüzünde parladı.
My father polished his car till it shone.
- Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.
Susan shined her father's shoes.
- Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Give my shoes a good shine.
- Ayakkabılarımı iyice parlat.
Her eyes sparkled like diamonds.
- Onun gözleri elmas gibi parladı.
Mary's eyes sparkled like diamonds.
- Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
We saw the first star shining in the sky.
- Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük.
The child talked with his eyes shining.
- Çocuk parlayan gözlerle konuştu.
The logs flamed brightly.
- Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.