parlıyor

listen to the pronunciation of parlıyor
Turkish - English
shines
Third person singular simple present of to shine
parla
shone

My father polished his car till it shone. - Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.

The sun shone brightly. - Güneş parlak bir şekilde parladı.

parla
{f} shine

Susan shined your father's shoes. - Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

The light shines in the darkness. - Işık karanlıkta parlar.

parla
{f} glisten
parla
{f} blaze
parla
{f} sparkle

Her eyes sparkled like diamonds. - Onun gözleri elmas gibi parladı.

Mary's eyes sparkled like diamonds. - Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.

parla
{f} shining

The child talked with his eyes shining. - Çocuk parlayan gözlerle konuştu.

The moon is shining brightly tonight. - Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.

parla
{f} glistening
parla
flame

The logs flamed brightly. - Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.

parla
coruscate
Swedish - Turkish

Definition of parlıyor in Swedish Turkish dictionary

pärla
boncuk
pärla
sedef
pärla
inci
Italian - Turkish

Definition of parlıyor in Italian Turkish dictionary

parla
konuşuyor

Onlar müzik hakkında konuşuyorlar. - Loro parlano di musica.

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak. - Domani a quest'ora starà parlando con la sua famiglia.

parlıyor
Favorites