English - Turkish
Definition of parat in English Turkish dictionary
- handy
- kullanışlı
Bu kullanışlı küçük bir kutu.
-This is a handy little box.
Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.
-Thanks indeed, handy this!
- handy
- {s} yararlı
Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.
-Having a small flashlight in your pocket may come in handy.
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.
-Take this folding umbrella with you. It might come in handy.
- handy
- hazır
- handy
- kolay kullanımlı
- handy
- el becerisi olan
- handy
- hünerli
Tom bizim hünerli işçimizdi.
-Tom used to be our handyman.
- handy
- el altında
Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
-Always keep this dictionary handy.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
-Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
- handy
- eli işe yatkın
- handy
- {s} işe yarayan
- handy
- pratik
- handy
- {s} elverişli, kullanışlı
- handy
- elverişli olarak
- handy
- handily kolay bir şekilde
- handy
- yakın/usta/kullanışlı
- handy
- {s} yakın
Related Terms
German - English
Definition of parat in German English dictionary
- handy
- prepared
- ready
- parat für / zu
- ready (for)
- Ich habe kein passendes Beispiel parat.
- I can't think of a suitable example
- Sie hatte immer eine Ausrede parat.
- She always had an excuse ready
- eine Ausrede parat haben
- to be ready with an excuse
- etw. parat haben
- to keep something handy
- etw. parat haben
- to have something handy
Related Terms
English - English
Definition of parat in English English dictionary
- {n} a fish of the mullet kind in Brazil
Turkish - German
Definition of parat in Turkish German dictionary
- Parade [die]