paramparça

listen to the pronunciation of paramparça
Turkish - English
broken to smithereens, smashed to bits
ripped to shreds, in tatters
tattered and torn
in pieces
all in bits
tattered
all in pieces
{s} shattered

The mirror was shattered. - Ayna paramparça oldu.

Zeke Choi's spine was shattered by an assassin's bullet. - Zeke Choi'nin omurgası bir suikastçının kurşunuyla paramparça edildi.

tearing apart
paramparça etmek
tear to tatters
paramparça etmek
to break to pieces, to smash, to shatter
paramparça olmak
smash
paramparça olmak
disintegrate
paramparça olmak
be torn to pieces
paramparça olmak
to be broken to pieces, to shatter, to break to smithereens
Turkish - Turkish
Pek çok parçalara ayrılmış, parça parça olmuş
Pek çok parçalara ayrılmış, parça parça olmuş: "Yalnız paramparça gömleğinin üstünde kocaman bir kırmızı kravat var."- R. N. Güntekin
mucrum
paramparça olmak
Pek çok parçalara ayrılmak, kırılmak