paralellik

listen to the pronunciation of paralellik
Turkish - English
parallelism koşutluk
parallelism
analogy
paralel
parallel

His background parallels that of his predecessor. - Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.

Cats show emotional habits parallel to those of their owners. - Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.

paralel
{i} latitude
paralel
extension
paralel
analogous with
paralel
straight
paralel
analogous
paralel
paralleling
paralel
shunt
paralel
sports parallel bars
paralel
collateral
paralel
parallel koşut
paralel
equidistant
paralel
analogy
Turkish - Turkish
Benzerlik
Paralel olma durumu, koşutluk
PARALEL
(Osmanlı Dönemi) Geo: Bütün noktaları birbirinden aynı uzaklıkta olan çizgi veya hat, düzlük, satıh
PARALEL
(Osmanlı Dönemi) Yun. Müvazi
Paralel
arkuru
Paralel
muvazi
Paralel
(Hukuk) MÜVAZİ
paralel
ikişer ikişer aynı düzlem içinde bulunan ve kesişmeyen iki veya daha çok doğru
paralel
Koşut, muvazi
paralel
Yan yana ve birbirini kesmeden, birbirine kavuşmadan uzanıp giden (şeyler), koşut, muvazi
paralel
Bir dönel yüzeyin, eksene dik bir düzlemle kesiti
paralel
Yerküresi üzerinde çizildiği var sayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
paralellik
Favorites