parçalayıcı

listen to the pronunciation of parçalayıcı
Turkish - English
divisive
disruptive
shredder

He tossed the paper into a shredder. - Kağıdı parçalayıcıya attı.

(Tıp) blender
(İnşaat) ripper
sayı parçalayıcı
number cruncher
yürek parçalayıcı
heartrending, harrowing
yürek parçalayıcı
pathetic

Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic. - Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.

yürek parçalayıcı
harrowing
yürek parçalayıcı
heartrending
yürek parçalayıcı
heartbreaking

The refugees' stories are heartbreaking. - Mültecilerin hikayeleri yürek parçalayıcıdır.

It was heartbreaking. - O, yürek parçalayıcıydı.

Turkish - Turkish
Parçalara ayıran
(Osmanlı Dönemi) KASSAB
parçalayıcı
Favorites