papiere

listen to the pronunciation of papiere
German - Turkish
kağıtlar
English - Turkish

Definition of papiere in English Turkish dictionary

papers
evrak

Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu. - I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.

Casus evrakları yaktı. - The spy burned the papers.

securities
(Ticaret) tahvilat
securities
(Ticaret) senedat
securities
(Ticaret) değerli kağıtlar
securities
tahviller
papers
{i} kimlik belgeleri

Biz kimlik belgelerimizi güvenlik masasına göstermek zorunda kaldık. - We had to show our papers at the security desk.

papers
{i} kâğıtlar

Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm! - I've just signed the divorce papers; I'm free at last!

Sınav kağıtların Pazartesiye kadar teslim edilmelidir. - Your test papers must be handed in by Monday.

papers
{i} evraklar

Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu. - I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.

Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi. - All the papers were taped up and kept in the safe.

securities
{i} senetler
securities
(Avrupa Birliği) menkul kıymetler