10 kağıt tabak ne kadar?
- How much do ten paper plates cost?
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
Dün bir rapor teslim ettim.
- I turned in a paper yesterday.
Onun raporu tatmin edici olmaktan uzaktır.
- His paper is far from satisfactory.
Evraklarını derhal teslim et.
- Hand in your papers at once.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.
- All the papers were taped up and kept in the safe.
Bugünkü gazetede baş makaleyi okudun mu?
- Have you read the leading article in today's paper?
O, her sabah gazete okur.
- He reads the paper every morning.
Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
- Tom has written a very good paper on the production of rubber.
Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
- There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.
- As more paper money came into use, the value fell.
Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
- No government land could be bought with paper money.
Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This handbag is made of paper.
Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This purse is made of paper.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.
- Paper, glass and plastic are recyclable materials.
Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
- The teacher is busy looking over the examination papers.
Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
- Please look through these papers at your leisure.
Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
- Please write the answer on this piece of paper.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
- Taro is writing a term paper.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Bir bildiri yazmalıyım.
- I have to write a paper.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
O sınav kağıdını dikkatle gözden geçirdi.
- He revised his exam paper with attention.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
After they reached an agreement, their staffs papered it up.
to paper the hallway walls.
paper tiger.
paper plane.
A book is made of paper.
- Books are made out of paper.