A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.
- Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.
The priest blessed the children.
- Papaz çocukları kutsadı.
Martin Luther King, Jr., was the son of a black minister.
- Martin Luther King siyah bir papazın oğluydu.
The girl, closing her eyes, listened to the pastor.
- Kız gözlerini kapatarak papazı dinledi.
Tom is the church's pastor.
- Tom kilisenin papazıdır.
Tom's father was a pastor.
- Tom'un babası bir papazdı.
Martin Luther King, Jr., was the son of a black minister.
- Martin Luther King siyah bir papazın oğluydu.
Our minister is a vegetarian and an atheist.
- Papazımız vejetaryen ve Ateist.
Sami wanted to become a deacon.
- Sami bir yardımcı papaz olmak istiyordu.
Tom is a deacon in his church.
- Tom kilisesinde bir yardımcı papazdır.