Turkish - English
Definition of pamuk in Turkish English dictionary
- cotton
I prefer a cotton blouse.
-Ben bir pamuk bluz tercih ederim.
Try on that shirt. It's made of fine cotton.
-O gömleği deneyin; ince pamuktan yapılmıştır.
- cotton plant
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ebegümecigiller,hubbaziye) cotton
- cottony
- cotton; cottonwool
- cotton on
- pamuk (bezi)
- cotton
- pamuk (hidrofil)
- cotton
- pamuk barutu
- cotton powder
- pamuk şeker
- cotton candy
- Pamuk prenses
- Snow White
My grandson loves the story of Snow White.
-Torunum Pamuk Prenses hikayesini seviyor.
- pamuk artığı
- cotton waste
- pamuk atma makinesi
- scutch
- pamuk atmak
- to fluff cotton with a bow and mallet
- pamuk ağartma
- cotton bleaching
- pamuk balı
- white honey
- pamuk barutu
- guncotton
- pamuk bezi
- cotton cloth
- pamuk bezi
- calico
- pamuk doldurup dikme
- quilting
- pamuk doldurup dikmek
- quilt
- pamuk döküntüsü
- cotton waste
- pamuk elyafı
- raw cotton, unginned cotton
- pamuk endüstrisi
- cotton industry
- pamuk fabrikası
- cotton factory, cotton mill
- pamuk fidanı
- cotton plant
- pamuk gibi
- 1. soft as cotton, cottony. 2. pale-complexioned
- pamuk gibi
- very soft
- pamuk gibi
- cottony
- pamuk helva
- candyfloss
- pamuk helva
- cotton candy
We ate cotton candy at the state fair.
-Devlet fuarında pamuk helva yedik.
- pamuk helva
- candy floss
- pamuk ipliği
- cotton
- pamuk ipliği
- cotton thread
- pamuk ipliği
- cotton yarn
- pamuk ipliğine bağlı
- it turned on a hair
- pamuk ipliğiyle bağlamak
- to solve (something) in a very makeshift way
- pamuk işçisi
- cotton picker
- pamuk kozası
- cotton boll
- pamuk kozası
- boll
- pamuk kurdu
- boll weevil
The boll weevil has long plagued cotton crops.
-Pamuk kurdu uzun zamandır pamuklu bitkilerin başına bela olmuş durumda.
- pamuk kuyruklu tavşan
- cottontail
- pamuk lifi
- cotton fibre, cotton staple
- pamuk otu
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: papatyagiller,bileşikgiller,mürekkebe) [syn.: pamuk otu, beyaz otu] cotton weed
- pamuk otu
- cotton grass
- pamuk tarağı
- cotton gin
- pamuk tarlası
- cotton field
- pamuk taşı
- amianthus
- pamuk tiftiği
- lint
- pamuk tiftiğini ayıklamak
- lint
- pamuk toplama makinesi
- cotton picking machine, cotton picker
- pamuk toplayıcı
- cotton picker
- pamuk ve keten karışımı
- half cloth
- pamuk yağı
- cottonseed oil
- pamuk çekirdeği
- cottonseed
- pamuk çekirdeği yağı
- cotton oil
- pamuk çırçırı
- cotton gin
- pamuk üretim kuşağı
- cotton belt
- hidrofil pamuk
- (Teknik,Tekstil) cotton wadding
- genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu
- usually woven from thin cotton towel
- pamuklar
- cottons
- dokuma pamuk kumaş
- chino
- eczalı pamuk
- sterile cotton
- emici pamuk
- (Tekstil) absorbent cotton
- hain pamuk
- (Tekstil) grey cotton
- ham pamuk
- raw cotton
- ham pamuk
- cotton wool
- hidrofil pamuk
- absorbent cotton
- hidrofil pamuk
- cotton wool
- hidrofil pamuk
- cotton wool, absorbent cotton
- ilaçlı pamuk
- swob
- ilaçlı pamuk
- swab
- ilaçlı pamuk ile temizlemek
- swab down
- ipek-pamuk karışımı
- (Tekstil) silk-cotton mix
- kırpıntı pamuk
- cotton waste
- yorganlık pamuk
- batting
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pamuk in Turkish Turkish dictionary
- Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı
- Gossypium olarak tanımlanan,Ebegümecigillerden,koza biçimindeki meyvesi üç,dört,beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi
- Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri
- İşlenmiş pamuk
- Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium)
- Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı. İşlenmiş pamuk. İşlenmiş pamuktan yapılmış
- Ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından anavatanı Hindistan olan kültürü yapılan bir bitki türü
- Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi
- Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri, hav
- İşlenmiş pamuktan yapılmış
- (Osmanlı Dönemi) TUVT
- kokon
- (Osmanlı Dönemi) UTUB
- (Osmanlı Dönemi) HIRFU'
- (Osmanlı Dönemi) BİRS
- pamuk balı
- Beyaz bal
- pamuk balığı
- Ilıman denizlerde yaşayan, sırtı mavi, karnı beyaz, tehlikeli bir köpek balığı (Carcharius glaucus)
- pamuk bezi
- Pamuktan dokunan bez
- pamuk elması
- Pamuk telleri ve tohumla dolu bir kapsülden oluşan pamuk bitkisinin meyvesi
- pamuk helvası
- Toz şekerin çok sıcak bir ortamda hızlı bir biçimde döndürülüp pamuklaşmasından oluşan bir tür tatlı
- pamuk ipliği
- Pamuktan yapılan mat ve parlak dikiş ve nakış ipliği
- pamuk taş
- Birtakım kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli veya silisli tortu, traverten
- pamuk yağı
- Pamuk çekirdeklerinden elde edilen, zeytinyağına benzer bitki yağı
- Pamuklar
- aktan
- eczalı pamuk
- Steril duruma getirilmiş pamuk
- tahta pamuk
- Döşemecilikte kullanılan bir dolgu ve örtü malzemesi
Related Terms
pamuk
Hyphenation
pa·mukPronunciation
Common Collocations
pamuk prensesResimler
Favorites