painted picture; act of applying paint

listen to the pronunciation of painted picture; act of applying paint
English - Turkish

Definition of painted picture; act of applying paint in English Turkish dictionary

painting
{i} tablo

John tabloyu sahiplendi. - John laid claim to the painting.

İnsanlar onun tablolarını beğenmek için geldiler. - People came to like her paintings.

painting
{i} resim

Duvarda birçok resim vardır. - There are many paintings on the wall.

Resim neredeyse bitti. - The painting is all but finished.

painting
yağlı boya

Bu yağlı boya tablo 17. yüzyıldan kalma. - This oil painting dates from the 17th century.

Bu yağlı boyayı kim yarattı? - Who created this oil painting?

painting
boyayarak

Tom sabahı tavanı boyayarak geçirdi. - Tom spent the morning painting the ceiling.

Tom ve arkadaşları öğleden sonrayı ahırı boyayarak geçirdi. - Tom and his friends spent the afternoon painting the barn.

painting
boyama resim
painting
nakkaşlık
painting
yağlıboya resim
painting
keste
painting
ressamlık

O, ressamlık için yeteneklidir. - He has an aptitude for painting.

Ressamlık onun hayatının büyük aşkıydı. - Painting was the great love of his life.

painting
{f} boyama

Evimizi boyamak beklediğimizden daha uzun sürdü. - Painting our house took longer than we expected.

John kapıyı boyamaktadır. - John has been painting the door.

painting
resim yapma sanatı
painting
{i} resim sanatı

O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı. - He brought the art of painting to perfection.

İş resim sanatına gelince tam bir amatörüm, ama bu tabloyu gerçekten beğeniyorum. - I'm just an amateur when it comes to art, but I really like this painting.

painting
resmet/boya
painting
{i} boyacılık, badanacılık
painting
boyacılık/ressamlık/resim
English - English
{i} painting
painted picture; act of applying paint
Favorites