Kovayı suyla doldurdum.
- I filled the pail with water.
Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
Ne kadar acele edersen et, çaban sadece kovada bir damla.
- No matter how much you hurry your effort is just a drop in the bucket.
The milkmaid carried a pail of milk in each hand.