Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to pay attention to what Mary says.
Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
Eğer dikkatini verirsen, bir şey öğrenirsin.
- You might learn something if you pay attention.
Bana dikkatini vermen için ne yapabilirim?
- What can I do to make you pay attention to me?
Please pay attention to the danger signs.
... We have not paid attention to the disadvantages of prestige. ...