They failed to repulse our attack.
- Saldırılarımızı püskürtmeyi başaramadılar.
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
- Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
Tom is spraying his garden.
- Tom bahçesine su püskürtüyor.
Tom is spraying his garden.
- Tom bahçesine su püskürtüyor.
The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.
- Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock.
- Etna dağı püskürdü, Sicilya'ya volkanik kaya yağdırıyor.
The eruption seems to be waning.
- Püskürme azalıyor gibi görünüyor.