They failed to repulse our attack.
- Saldırılarımızı püskürtmeyi başaramadılar.
They are spraying the fruit trees.
- Onlar meyve ağaçlarına ilaç püskürtüyorlar.
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
- Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.
- Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
- Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
The Bárðarbunga is erupting in Iceland.
- Bárðarbunga İzlanda'da püskürüyor.
The volcano erupts at regular intervals.
- Volkan düzenli aralıklarla püskürür.