Do you know how to play chess?
- Satranç oynamayı biliyor musun?
I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
- Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
Certainly, I like playing cards.
- Kesinlikle,kart oynamayı severim.
He is fond of playing tennis.
- O, tenis oynamaya düşkün.
She used to play poker with us.
- O, bizimle poker oynardı.
Tom doesn't know how to play poker.
- Tom nasıl poker oynayacağını bilmiyor.
O resimlerle oynanmış. - Those photos were doctored.- O fotoğraflar tahrif edilmiş.
I'm feeling a little frisky.
- Kendimi biraz oynak hissediyorum.
Don't toy with her affections.
- Onun duyguları ile oyun oynama.
You think you can toy with me, but I don't play games.
- Benimle oynayabileceğini düşünüyorsun ama ben oyun oynamam.
Children play with toys.
- Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.
The children played with toy blocks.
- Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.