oy vermek

listen to the pronunciation of oy vermek
Turkish - English
vote

It is their right to vote. - Oy vermek onların hakkı.

Tom is old enough to vote. - Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.

{f} ballot

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

cast one's vote
(deyim) go to polls
give vote
to vote, to cast one's vote
poll for
poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Artık oy vermek için çok geç. Sandıklar kapandı!

It's too late to vote now. The polls are closed! - Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!

plump for
vote for

Ted wanted to vote for the communists. - Ted komünistler için oy vermek istedi.

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

cast a vote
oy verme
{i} voting

I have no intention of voting for Tom. - Tom için oy vermeye niyetim yok.

I won't be voting for Tom. - Tom'a oy vermeyeceğim.

oy ver
{f} vote

Whom did you vote for in the election? - Seçimde kime oy verdin?

The new law will deprive religious minorities of their right to vote. - Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.

oy verme
polling
oy verme
{i} poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Artık oy vermek için çok geç. Sandıklar kapandı!

oy vermek
Favorites