overconfident; incautious; careless; in a bad sense

listen to the pronunciation of overconfident; incautious; careless; in a bad sense
English - Turkish

Definition of overconfident; incautious; careless; in a bad sense in English Turkish dictionary

secure
güvenliğini sağlamak
secure
(Kanun) teminat altına almak
secure
emniyete almak
secure
güvence altına almak
secure
güvende

Yeni işimde kendimi güvende hissediyorum. - I feel secure in my new job.

Küçük çocuk babasının kollarında kendini güvende hissetti. - The little boy felt secure in his father's arms.

secure
güvencede
secure
şüphesiz
secure
kuşkusuz
secure
sıkı sıkı kapalı
secure
güvenli

Birçok kişi, altının en güvenli yatırım olduğunu hissediyor. - Many people feel that gold is the most secure investment.

O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti. - That child felt secure in his mother's arms.

secure
{f} güven altına al
secure
emin

Emniyet kemerinizin güvenle bağlanmış olduğundan emin olun. - Please make sure that your seat belt is securely fastened.

Güvenli ve emin hissediyorum. - I feel safe and secure.

secure
{f} ele geçirmek, elde etmek
secure
{f} iyice kapamak
secure
ele geçirmek
secure
{f} sıkıca kapatmak
secure
tehlikeden uzak
secure
{s} sağlam

Diğerlerine yardım etmeden önce kendi maskeni sağlamlaştır. - Secure your own mask before helping others.

Garaj kapısını sağlama alın. - Secure the garage door.

English - English
secure