English - Turkish
Definition of overcome with grog; tipsy; unsteady on the legs in English Turkish dictionary
- groggy
- ayyaş
- groggy
- halsiz
Tom çok halsiz ve şaşırmış.
-Tom is very groggy and disoriented.
Tom'un hâlâ halsiz olduğunu düşünüyor musun?
-Do you think Tom is still groggy?
- groggy
- dermansız
- groggy
- bitkin
Tom bitkin görünüyordu.
-Tom seemed to be groggy.
Tom biraz bitkin görünüyor.
-Tom looks a little groggy.
- groggy
- dizleri tutmayan
- groggy
- zayıf/halsiz
- groggy
- {s} ayakta duramayan
- groggy
- {s} sendeleyen
- groggy
- {s} sersem, zihni karışık; mahmur; uyku sersemi; içki sersemi
- groggy
- {s} yalpalayan
- groggy
- {s} sarhoş
Tom konuşamayacak kadar çok sarhoştu.
-Tom was too groggy to speak.
Çok fazla şarap nedeniyle sarhoştu.
-He was groggy from too much wine.
Related Terms
English - English
Definition of overcome with grog; tipsy; unsteady on the legs in English English dictionary
- groggy
overcome with grog; tipsy; unsteady on the legs
Hyphenation
o·ver·come with grog; tipsy; un·stea·dy on the legsPronunciation
Resimler
History
Favorites