Dışarıya çıkmadan önce güneş kremi sürün.
- Apply sunscreen before you go outdoors.
Herkes dışarıya koştu.
- Everyone rushed outdoors.
Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom seems to enjoy being outdoors.
Gençken açık havada olmayı severdim.
- I loved being outdoors when I was younger.
Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom seems to enjoy being outdoors.
Tom çok açık havaya çıkmaz.
- Tom doesn't get outdoors much.
Günü açık havada geçiririz.
- We spent the day in the open air.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
Polis Danı açıkta izledi.
- Police followed Dan in the open.
Dışarıda hava kararıyor.
- It is getting dark outdoors.
Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.
- Today, we have to sleep outdoors.