outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without

listen to the pronunciation of outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without
English - Turkish

Definition of outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without in English Turkish dictionary

out of
dışında

O, ülke dışında olduğu için sık sık Skype kullandı. - Because she was out of the country, she used Skype frequently.

Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık. - We have left nothing out of our book.

out of
haricinde
out of
den dolayı
out of
siz

Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim. - How many times have I told you guys to stay out of my room?

Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor - Your opinion seems to be out of date.

out of
den

Tom senin dengin değil. - Tom is out of your league.

Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. - This machine is out of order. Please try again later.

out of
den dışarı
out of
yoksun

Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı. - Tom did it out of a sense of justice.

out of
dolayı

Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım. - I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.

Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı. - We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.

out of
hakkında

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım. - Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.

Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok. - I've been out of touch with things for several months now.

out of
1. -den (Yeri değişen birinin/bir nesnenin çıkış yerini bildirir.): Take your hands out of your pockets! Ellerini ceplerinden çıkar! 2
out of
-dan
out of
dışına

Beyaz bir köpek evin dışına fırladığında, o kapıyı henüz açmıştı. - She had hardly opened the door when a white dog rushed out of the house.

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

out of
-den dolayı
out of
-den yapılmış
out of
-den uzak
out of
arasından

Tavan arasından dışarı çıkma. - Don't come out of the attic.

out of
-den çıkma
out of
-sız
English - English
out of
outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without

    Hyphenation

    out·side of; from the in·side of; as a re·sult of, be·cause of; from; with·out

    Pronunciation

Favorites