outlaying area; area in proximity to something

listen to the pronunciation of outlaying area; area in proximity to something
English - Turkish

Definition of outlaying area; area in proximity to something in English Turkish dictionary

surrounding
çevreleyen,n.çevre: v.çevir: prep.çevreleyen
surrounding
{s} etrafını saran
surrounding
{i} çevre

Kısa sürede yeni çevreye alıştı. - He soon got used to the new surroundings.

Yeni çevreyi benimsemelisin. - You must assimilate into new surroundings.

surrounding
etrafındaki
surrounding
etraftaki
surrounding
civardaki
surrounding
çevredeki
surrounding
{f} çevir

Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm. - I saw them surrounding him.

surrounding
çevreleyen

Çevreleyen tepeler kasabayı korudu. - The surrounding hills protected the town.

Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır. - Most castles have a moat surrounding them.

surrounding
{s} çevredeki, etraftaki: There are many vineyards in the surrounding area. Etrafında çok bağ var
surrounding
kuşat

Onlar bizi kuşatıyor. - They're surrounding us.

surrounding
{s} kuşatan
surrounding
kuşatma
English - English
surrounding
outlaying area; area in proximity to something
Favorites