O, tenis oynamaya düşkün.
- He is fond of playing tennis.
Kız kardeşim müziğe düşkündür.
- My sister is fond of music.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
- Tom has fond memories of Mary.
Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
O balık tutmayı sever.
- He is fond of fishing.
Ben okumayı çok severim.
- I am fond of reading.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- My sister is fond of music.
Ben sinema meraklısıyım.
- I am fond of the cinema.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- My sister is fond of music.
Ben sinema meraklısıyım.
- I am fond of the cinema.
Your fond dreams of flying to Jupiter have been quashed by the facts of reality.