Tom is in his thirtieth year.
- Tom otuzuncu yılında.
I know what today is. It's your thirtieth birthday, isn't it?
- Bugünün ne olduğunu biliyorum. Otuzuncu yaş günün, değil mi?
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.