In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
Dan served thirty five years in that prison.
- Dan o hapishanede otuz beş yıl görev yaptı.
King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake!
- Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım!
The island of Ireland consists of thirty-two counties.
- İrlanda adası, otuz iki ilden oluşur.
Sara has thirty-one ballpoint pens.
- Sara'nın otuz bir tane tükenmez kalemi var.
In one year there are more than thirty-one million seconds.
- Bir yıl içinde otuz bir milyondan fazla saniye vardır.