Are you going to buy that auto?
- O otomobili satın alacak mısınız?
The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
Automobiles replaced carriages.
- Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
He has a Japanese car.
- O, bir Japon otomobiline sahiptir.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.