otlatma

listen to the pronunciation of otlatma
Turkish - English
Pasturage, grazing
pasturage
{i} grazing
otlatma (koyun/keçi)
(Çiftçilik) herding (sheep/goat)
hayvan otlatma
grazing
otlatmak
{f} graze
otlatmak
pasture
otla
grazing
alternatif otlatma
(Tarım,Teknik) alternative grazing
başkasının toprağında otlatma hakkı
herbage
erken otlatma
(Tarım) early grazing
gezici otlatma
(Çiftçilik) nomadic grazing
mekanik otlatma
mechanical grazing
otla
grass

We cut away all the grass and weeds around the church. - Biz kilisenin etrafındaki bütün çimenleri ve yabani otları kestik.

She watched the grass turn green. - O, otların yeşermesini izledi.

otlatmak
put out to grass
otlatmak
run
otlatmak
feed
otlatmak
to pasture, to graze
otlatmak
grass down
otlatmak
grass
otlatmak
to put (an animal) out to pasture
otlatmak
{f} range
yoğun otlatma
intensive grazing
Turkish - Turkish
Otlatmak işi
(Osmanlı Dönemi) İR'Â
(Osmanlı Dönemi) İFTİLA'
otlatma sistemi
Bir meradan beklenen en fazla yararı, özellikle bitki örtüsüne bir zarar vermeden elde etmek ve bununla birlikte meranın her tarafının aynı derecede otlatılmasını sağlamak için uygulanan bir otlatma planı
Otlatmak
yaymak
Otlatmak
otarmak
otlatmak
Hayvanı veya sürüyü otlayabileceği bir yere götürmek, otlamaya bırakmak, otlamasını sağlamak
seyrek otlatma
Otlayan hayvanların, genellikle koyun ve keçilerin, mera üzerine seyrek bir şekilde dağıtılarak, birbirini rahatsız etmeden, çobanlar tarafından otlatılması
sık otlatma
Otlayan hayvanların, genellikle koyun ve keçilerin, mera üzerinde çok sık bir sürü hâlinde, birbirlerine yakın bir şekilde çobanlar tarafından otlatılması
otlatma
Favorites