Definition of oruç tutmak in Turkish English dictionary
- Fast
The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
- İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
- (Din) fasting
The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
- İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
- to fast
- oruç
- fasting
Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.
- Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.
The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
- İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
- oruç
- fast
Tom fasted for three days, only drinking water.
- Tom sadece su içerek üç gün oruç tuttu.
Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.
- Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.
- oruç
- fasting, fast
- oruç tutma
- fasting
The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
- İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.
- Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.
- Oruç
- (isim) Fasting; Oruc Reis, a brave Ottoman Navy officer
- oruç
- abstinence
- tutmak (oruç)
- observe
- Oruç
- saum
- Oruç
- sawm
- oruç
- fasts
