ortaya çık

listen to the pronunciation of ortaya çık
Turkish - English
come out

Dreams always come out differently. - Hayaller her zaman farklı olarak ortaya çıkıyor.

Tom doesn't want the truth to come out. - Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.

{f} surfacing
arisen

Some unexpected difficulties have arisen. - Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

arose

Confusion arose from the accident. - Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.

This tradition arose in China. - Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.

arise

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations. - Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

Trade friction might arise between the two nations at any moment. - İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.

ortaya çık
Favorites