ortasındaki

listen to the pronunciation of ortasındaki
Turkish - English
mid

The dark night of the soul is death in the midst of life. - Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.

Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert. - Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.

Mobile information device
Made with a somewhat elevated position of some certain part of the tongue, in relation to the palate; midway between the high and the low; said of certain vowel sounds; as, a (ale), / (/ll), / (/ld)
{a} bewteen two, equally distant
A file name suffix indicating that the file contains music in the MIDI (Musical Instrument Digital Interface) This format provides a compact method for specifying musical notes, but it does not provide a means for specifying speech, sound effects, or other recorded sounds Consequently, it's most often used to supply background music on Web pages and for exchanging melodies in certain Usenet newsgroups Most Web browsers support MIDI file playback, either with direct built-in code or through use of optional plugins (separate program opened automatically by the browser)
amid
{e} between, amid, among
Middle
The MID is the middle shared hosting package offered by Virtualis It is a good choice for small businesses that are just starting on the Web See Also: SHARED SERVER
The MID is the second smallest virtual server package offered by Virtualis It is a good choice for small businesses that are just starting on the Web Find more information about the MID See Also: VIRTUAL SERVER
Message IDentifier
used in combination to denote the middle; "midmorning"; "midsummer"; "in mid-1958"; "a mid-June wedding"
Made with a somewhat elevated position of some certain part of the tongue, in relation to the palate; midway between the high and the low; said of certain vowel sounds; as, ā (āle), &ebreve; (&ebreve;ll), ō (ōld)
See Guide to Pronunciation, §§ 10, 11
Denoting the middle part
Occupying a middle position; middle
( mid) - Music file, exchangeable with other systems, specially capable with the use of complete music compositions because of the small file size
(Message Identifier) - The message identifier is used to associate ATM cells that carry segments from the same higher layer packet
Boosts or cuts frequencies in the mid range of the frequency spectrum (100 Hz - 10 Khz) A "peaking" control, it tends to make more extreme changes at the mid-range frequencies (around 1 KHz) and less extreme changes at either end of the mid range (100 Hz and 10 KHz)
orta
{s} central

Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia. - Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.

He's back from his travels in Central Asia. - Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.

orta
medium

I like my steak cooked medium rare. - Bifteğimi orta pişmiş severim.

Television is obsolete as a medium in any case. - Televizyon ortam olarak her halükarda modası geçmiş.

orta
mean

This does not mean that they have nothing in common with other peoples. - Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.

Tom doesn't have a mean bone in his body. - Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.

orta
middle

That place is in the middle of nowhere. - O yer hiçbir yerin ortasında değildir.

The middle finger is the longest. - En uzun parmak orta parmaktır.

orta
mid

That place is in the middle of nowhere. - O yer hiçbir yerin ortasında değildir.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

orta
moderate

I always drive at a moderate speed. - Ben her zaman orta hızda araba sürerim.

Moderate exercise in the evening helps induce sleep. - Akşamları orta derecede egzersiz uyumaya yardım eder.

Orta
(Tıp) medius
orta
center

You hit the center of the target. - Hedefin ortasından vurdun.

The skyscraper is in the center of the city. - Gökdelen şehrin ortasındadır.

orta
mediocre
orta
{i} midst

He fainted in the midst of his speech. - Konuşmasının ortasında bayıldı.

Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert. - Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.

orta
centre point
orta
indifferent
orta
(Dilbilim) half open
orta
counter
orta
in-between
orta
(Meteoroloji) mediocris
orta
cross-ball
orta
med

I like my steak cooked medium rare. - Bifteğimi orta pişmiş severim.

The Medieval Era gave way to the Renaissance. - Orta çağ Rönesansa yol açtı.

orta
center point
orta
mid-

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

He's going through a mid-life crisis. - Bir orta-yaş krizine giriyor.

orta
normal

I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus! - Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

His normal position is third baseman. - Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.

orta
medial
orta
median
orta
midpoint
orta
middling
orta
average

What is the average height of the players? - Oyuncuların boy ortalaması nedir?

She reads on average three or four books a week. - O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.

orta
tolerable
orta
fair to middling
orta
mezzo
orta
intermediate

She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate. - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.

Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned. - Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.

orta
centre
orta
fair
orta
media
orta
centro-
eksen. çark veya çıkrık ortasındaki mihver
axis. axis in the middle of the wheel or windlass
orta
the middle
orta
ın the middle
orta
of medium
nişan tahtasının ortasındaki beyazlık
carton
orta
phys. place, locus, field
orta
meso

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

orta
middle, central (thing)
orta
middle, centre; central; average, medium, middle, middling; intermediate; moderate, tolerable; mediocre, indifferent
orta
middle, middle part, central part
orta
mediate
orta
mesne
orta
centre [Brit.]
orta
intermediate , medium
orta
bosom
orta
in between
orta
mesial
orta
passable
orta
secondary

He attended only secondary school. - O sadece ortaokula devam etti.

I am a teacher in the secondary school. - Ben ortaokulda bir öğretmenim.

orta
moderate; average, middling
orta
intermediary
orta
{i} C
orta
centripetal
orta
ides
orta
midway
orta
center,centre
orta
inbetween
sene ortasındaki
midyear
yıl ortasındaki
midyear
Turkish - Turkish

Definition of ortasındaki in Turkish Turkish dictionary

Orta
vasat
Orta
(Osmanlı Dönemi) CEVŞ
Orta
(Osmanlı Dönemi) VASÎT
Orta
midi
orta
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer: "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler."- Y. K. Karaosmanoğlu
orta
Orantı
orta
Yeniçeri ocağında tabur
orta
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm: "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler."- Ö. Seyfettin. İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
orta
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
orta
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
orta
İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
orta
Topluluk içinde, arasında
orta
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan
orta
Görünür, algılanır durum: "Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır."- H. Taner
orta
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş: "Aut çizgisinden nefis bir orta..."- H. Taner
orta
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
orta
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
orta
Görünür, algılanır durum
orta
İçinde, arasında
orta
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan: "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu."- R. H. Karay. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
orta
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
orta
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
orta
Eğitimde zayıf ile iyi arasındaki derece
orta
İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
ortasındaki
Favorites